info@leafitsaglik.com

Pazartesi - Cumartesi 10.00 - 19.00

Karbonhidrat Tüketimi Ve Yeme Bozukluğu

Karbonhidrat tüketimi özellikle zayıflamak isteyen kişilerin korkulu rüyası olabiliyor. Zayıflamak isteyen kişiler hayatlarından tüm karbonhidrat kaynaklarını çıkartmaya çalışıyor veya klasik karbonhidrat kaynaklarından biri olan ekmek tüketiminden son derecede kaçınıyorlar. Ancak özellikle sürdürülebilir bir diyet için bu durum pek de mümkün olmuyor. Vücudumuzun yaşam faaliyetleri için enerji kaynağı olarak başta karbonhidratlara ihtiyaç duymasıysa bu durumun en önemli nedenlerinden biri oluyor. Kişiler karbonhidrat tüketiminden kaçınmaya çalışırken bir anda kendilerini zararlı karbonhidrat kaynaklarının kontrolsüz tüketimine sürüklenirken veya sağlıklı olduğu bilinen karbonhidrat kaynaklarını büyük porsiyonlarda tüketebilirken bulabiliyorlar. Peki, enerji sistemi böyle işlerken neler yapılması gerekiyor? Karbonhidrat tüketimi ve yeme bozukluğu arasındaki ilişki nedir? sorularının cevaplarına bu yazıda yer verdik. Dilerseniz cevaplara bakalım.

Ekmek Tek Karbonhidrat Kaynağı Değildir

Özellikle zayıflama süreci için gelen danışanlarımızdan sıklıkla duyduğumuz cümle, “Ben karbonhidratı komple hayatımdan çıkardım. Hiç ekmek yemiyorum.” oluyor. Ancak ekmek yerine diğer basit karbonhidrat kaynaklarının tüketimine genellikle devam ediliyor. Bu grup içerisinde yer alan, makarna ve pilavsa tüketilmeye devam eden karbonhidratlar arasında baş sırada yer alıyor. Bu noktada öncelikle vurgulamak istediğimiz, günlük hayatımızdaki tek karbonhidrat kaynağı düşünüldüğü gibi ekmek olmuyor. İçtiğimiz çorba içerisindeki şehriye, kısır, makarna, pilav, börek vb. yiyecekler karbonhidrat kaynaklarıdır. Sadece ekmek yemeyi bırakmaksa karbonhidratsız beslenme anlamına gelmemektedir. Zaten sıfır karbonhidratlı bir beslenme sağlıklı olarak adlandırdığımız bir beslenme şekli değildir. Karbonhidrat kaynaklarının, sağlıklı karbonhidrat kaynakları olarak hayatımızda bulunması önem taşımaktadır. Bu kaynaklar arasında, yulaf, bakliyatlar, bazı yağlı tohumlar, mantar, tatlı patates ve bazı sebzeler yer alır. Ekmek tüketiminin kesinlikle hayattan çıkarılması bir kural olarak düşünülmemeli belirli porsiyonlarda kişiler tam buğday, çavdar gibi lif içeriği yüksek ve besleyici ekmekleri beslenmelerine ekleyebilirler. Bu besinlerin günlük beslenmemizde olması hem sağlıklı hem de sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı için önemlidir.

Karbonhidratsız Beslenmek Sürdürülebilir Olmayabilir

Yemek yemek birçok kişinin hayatında aktivite olarak yer almaktadır. Özellikle gıda sektörünün büyük bir kısmı karbonhidratlardan oluşurken sürdürülebilir bir beslenme için karbonhidrat kaynaklarının günlük beslenmeden komple çıkarılması pek mümkün olmamaktadır. Gıdaları yasaklı olarak görmektense sağlıklı tercihlerine yönelmek ise hem sağlıklı tercihlere yönelimi arttırmada hem de sürdürülebilir bir beslenme programında önemli bir adım olmaktadır.

Karbonhidrat Tüketmekten Korkmayın

Karbonhidrat tüketimi korkulması gereken bir gıda grubu değildir. Fazlalaşan korku, karbonhidrat tüketimi ve yeme bozukluğu arasındaki ilişkinin temelini oluşturabilir. Elbette ki, beyaz un, şeker, nişastalı gıda tüketimlerini hayatımızda minimum düzeye indirmek sağlıklı beslenmenin önemli bir noktasıdır. Bunun yerine yulaf, badem nohut unu gibi besleyici unlardan yapılmış, rafine şekerden arındırılmış ürünler tüketmek daha doğru bir adım olacaktır. Beyaz un yerine tam buğday unu da tercih etmek yine önerilen davranışlar arasındadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer noktaysa sağlıklı kaynaklar olarak adlandırdığımız besinlerin de porsiyon miktarına dikkat edilmesidir. Bir şey sağlıklı olduğu için sınırsız tüketilebilir düşüncesi doğru bir düşünce değildir.

Blog’dan En Son Haberler

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir