info@leafitsaglik.com

Pazartesi - Cumartesi 10.00 - 19.00

fibromiyalji beslenme ilişkisi

Fibromiyalji, bir yumuşak doku romatizması olup vücudun belirli noktalarında kronik ağrı oluşmasına ve genel kas ağrılarına neden olan bir rahatsızlıktır. Kas ağrılarının yanı sıra kişilerde yorgunluk, depresyon ve uykusuzluk problemi gibi günlük hayatı etkileyebilecek farklı semptomları da beraberinde getirir. Nedeni tam olarak bilinmeyen fibromiyalji kadınlarda daha sık görülür. Temelinde genetik faktörlerin yattığı düşünülse de yaşam biçimine bağlı olarak gelişebileceği öne sürülür. Belirtilerin subjektif olması fibromiyaljinin bir teste tabi tutularak tespit edilmesinin önüne geçer. Bu noktada uzman bir doktor ile çalışmak ve atakları gözlemlemek tanı için önem taşır. Fibromiyaljisi olduğu düşünülen hastalarda ise beslenmenin ve yaşam şeklinin atakları arttırdığına yönelik gözlemler yapılmıştır. Birçok sağlık probleminin kilit noktası olan beslenme, fibromiyaljide de gündeme gelmiştir. Fibromiyalji ve beslenme ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar dikkate alınması gereken sonuçlar göstermiştir.

Fibromiyalji Beslenme İlişkisi- Fibromiyaljide Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Sağlıklı beslenme günlük yaşamın her anında önemlidir. Birçok hastalığın oluşumunu önlediği gibi var olan hastalıkların ilerlemesini önleyici etkilere sahiptir. Fibromiyalji ve beslenme arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar beslenmenin fibromiyalji seyrinde de değişimler yarattığını göstermiştir. Geçirilen enfeksiyon hastalıklara, atlatılan travmalara veya strese bağlı gelişen kaygı problemlerine bağlı olarak fibromiyalji gelişebilir. Sağlıklı beslenme hem bağışıklık sisteminin korunması hem de hormonsal ve sinirsel işlevlerin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için önemlidir.

Sinirsel işleyiş üzerinde etkili bir vitamin olan B12 vitamininden zengin beslenmenin fibromiyalji ataklarına iyi geldiği bildirilmiştir. Antioksidan içeriği yüksek bir beslenme programı uygulamak da yine benzer  bir şekilde semptom belirtilerini azaltıcı etki gösterebilir.

Fibromiyalji Hangi Besinler Tetikler?

Fibromiyaljide vücudun genel sağlık durumunun iyileştirilmesi gerekir. Yüksek yağ, tuz ve rafine şeker içeren ürünler vücuttaki oksidatif stresi arttırarak hücrelerin olumsuz yönde etkilenmesine neden olur. Bu tür besinlerin tüketiminden kaçınmak atılması gereken ilk adım olurken, antioksidan içeri bakımından zengin besinlerin tüketilmesi önerilir. Fibromiyaljide, belirli içeriklere sahip olan besinlerin şikayetleri arttırabileceğine yönelik kayıtlar bulunur. Fibromiyalji beslenme ilişkisi, bu belirli besin grupları çevresinde şekillenir.

FODMAP tam adı ile fermente olabilen oligosakkarit, disakkarit, monosakkarit ve polioller içeriğine sahip besinlerin fibromiyaljiyi tetiklediğine yönelik çalışmalar bulunur. FODMAP içeren gıdaların belirli süreliğine  beslenmeden çıkarılması ve semptomların gözlemlenmesi önerilir. Bu besinler aşağıdaki gibidir;

  • Süt ürünleri
  • Kuru baklagiller
  • Beyaz ekmek
  • Beyaz makarna
  • Arpa ve çavdar
  • Brokoli, Brüksel lahanası ve karnabahar gibi turpgillerden sebzeler
  • Şeftali ve armut gibi meyveler

Glüten içeren gıdaların da benzer bir şekilde diyetten çıkarılması önerilir. Çölyak hastalığı olmayan kişilerde de glüten hassasiyetine bağlı olarak fibromiyalji atakları oluşabileceği düşünülmektedir.

Farklı yiyecek ve içeceklerin de fibromiyalji üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir. Belirli dönemlerde bu gıdaların beslenmeden çıkarılması ve semptom değişiminin gözlemlenmesi önerilir.

  • Kırmızı et
  • Rafine şeker
  • Alkol
  • Yüksek miktarda kafein alımına neden olabilecek besinler (kahve, çikolata, çay vb.)
  • Kızarmış yiyecekler
  • İşlenmiş paketli gıdalar

Hangi Besinler Fibromiyalji Belirtilerini Azaltır?

Fibromiyalji semptomlarının giderilebilmesi için her besin grubuna yer verilen dengeli bir beslenme planı izlenmelidir. Taze meyve ve sebzeler, tavuk ve balık gibi yağsız protein kaynakları, az yağlı süt ürünleri, tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar tüketilmelidir. Fibromiyaljide yorgunluk sıkça karşılaşılan bir semptom olduğundan sağlıklı enerji kaynaklarının günlük beslenmeye eklenmesi önerilir. Badem, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlar güçlü birer enerji kaynağı olduğu gibi yulaf ezmesi ve kurubaklagillerin de tüketilmesi önerilir. Karbonhidrat emilimini yavaşlatacak şekilde beslenilmesi önerilir. Bu noktada lif içeriği yüksek besinler ve protein kaynaklarıyla birlikte karbonhidrat kaynakları tüketilmelidir.

Kesin olmamakla birlikte vejetaryen beslenmenin de fibromiyalji belirtilerini azalttığına yönelik çalışmalar bulunur. Uyku kalitesini arttırması, ağrının azalması ve duygusal kontrolün sağlanmasına yönelik iyileşmeler olduğu gözlemlenmiştir.

FODMAP diyetine uygun beslenilmesinin ve gluten tüketiminden kaçınılmasının da semptomları iyileştirdiğine yönelik gözlemler bulunur.

Dilin tat reseptörlerini uyaran eksitotoksinlerin de beslenmeden çıkarılmasının semptomları azalttığı yönünde çalışmalar yapılmıştır. Eksitotoksinler, monosodyum glutamat (MSG) ve aspartam gibi bileşenlerin içerisinde bulunur. Bu bileşenler ile üretilen gıdaların beslenmeden çıkarılması da semptomları azaltıcı etki gösterebilir.

Fibromiyalji belirtilerini azaltmaya yönelik beslenme planları uygulanmalıdır. Bu noktada besin gruplarında bulunan belirli besinlerin günlük beslenmeye dahil edilmesi önerilir.

  • Protein: somon, yumurta, nohut, yoğurt
  • Meyveler: muz, portakal, elma, üzüm, yaban mersini, çilek, böğürtlen, domates, avokado
  • Sebzeler: ıspanak, lahana, kabak, karnabahar, brokoli, lahana, dolmalık biber, salatalık, havuç
  • Karbonhidratlar: tatlı patates, kahverengi pirinç, bal
  • Yağlar: zeytinyağı, hindistancevizi yağı
  • Otlar ve baharatlar: zerdeçal , zencefil, tarçın, biberiye, sarımsak, karanfil

Fibromiyalji için kesin bir beslenme protokolü yoktur. Ancak dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi daha kaliteli bir günlük yaşama sahip olunmasını sağlar. Rahatsız ettiği düşünülen besin gruplarının bulunması halinde bu besinlerin beslenmeden belirli süreliğine çıkarılması önerilir. Daha sağlıklı bir ilerleyiş için diyetisyen kontrolünde çalışılması önerilir.

 

Blog’dan En Son Haberler

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir