Besin alerjisi, besinin içerdiği proteinlere karşı gelişen immünolojik bir reaksiyondur. Alerjik reaksiyon görülme sıklığı her geçen gün artmakla birlikte reaksiyonların tam olarak tanımlanamaması ve kişilerin reaksiyonlarının besin alerjisine ait olduğunun farkına varamaması, besin alerjilerinin prevalansı konusunda kısıtlı bilgi sağlamaktadır. Ancak Amerika’da yapılan çalışmalarda çocuklarda besin alerjisi görülme oranı yaklaşık olarak %8 düzeyindedir ve son dönemlerde besin alerjileri geçmişe oranla %18 düzeyinde artmıştır. Bebek ve çocuklarda yetişkin bireylere göre besin alerjisi görülme oranı daha fazladır. Sezaryen doğumla doğan bebeklerde mikrobiyata farklılığından dolayı normal doğumla doğan bebeklere kıyasla besin alerjisi geliştirme oranı çok daha yüksektir. Ayrıca birinci dereceden akrabalarda besin alerjisi varsa, bebek veya çocuklarda besin alerjisi görülme riski artmaktadır.
Hangi Besinler Alerjiye Neden Olmaktadır?
Alerjik reaksiyonlara neden olan yüz elliye yakın besin saptanmıştır. Food and Agriculture Organisation dünya genelinde en çok besin alerjisine sebep olan 8 gıdayı açıklamıştır.
İnek Sütü
Çocuklarda en sık rastlanılan besin alerjisidir. İlk 1-4 yaşları arasında en yüksek oranda görülme nedeninin inek sütü, formüla ve süt bazlı diyet tüketilmesi olduğu bildirilmektedir. Sekiz yaşlarında %80 oranında tolere edilmektedir. İnek sütü alerjisinde reaksiyona sebep olan temel faktör sütte bulunan proteinlerdir. İnek sütü alerjilerinde en sık görülen belirtiler; egzama, kurdeşen, ishal ve kusmadır. Duyarlılık söz konusu olduğunda koyun ve keçi sütlerinin tüketiminden kaçınmak gerekmektedir.
Yumurta
Yaşamın ilk bir yılında diyete yumurtanın eklenmesiyle en sık görülen alerjendir. Bir üç yaş arasındaki çocuklarda prevalansı %1.3-2.5’tir. Çocuklar 3 yaşına geldiklerinde %50, 5 yaşta ise %66 oranında kendiliğinden tolere edilebilmektedirler. Çocuklarda yumurta beyazı, sarısına göre daha alerjeniktir. Yumurta beyazının bir yaşından önce verilmemesi, başlandığında ise yavaş yavaş arttırılması gerekmektedir. Alerji belirtileri ortaya çıktığında yumurtaya en az 6 ay ara verilmelidir.
Yer Fıstığı
Yerfıstığı alerjisi yaşamın erken dönemlerinde kendini gösterir ve çoğu bireyde yaşam boyu sürer. 6-24 aylık çocuklarda en sık karşılaşılan alerjendir.
Yağlı Tohumlar
Bu grup ani ve çoğu zaman da ciddi alerjik reaksiyonların nedenini oluşturmaktadır. Çocuklarda %1-2 oranında rastlanan önemli bir alerjendir. Alerji yaşam boyu devam etmektedir. Yağlı tohumlar; badem, fındık ve türleri, ceviz, kestane, çam fıstığı, antep fıstığı olarak bilinmektedir. Yer fıstığı ile çapraz duyarlılık olabilir. Fındık alerjisi genelde çocukluk döneminde başlar ve fındık alerjisi olan bireylerde polen, taze sebze ve meyveye karşı da çapraz reaksiyonlar görülebilir.
Soya Fasulyesi
Amerika’da çocuk besin alerjilerinin en sık görülenlerinden biridir. Genelde soya fasulyesi unun inhalasyonu (soluk alma) ile gelişmektedir.
Buğday
Buğday ve mısır bu gruptaki diğer besinlere kıyasla daha sıklıkla görülen alerjen besinlerdir. Buğday alerjisi olan çocuklarda birçok tahıla karşı reaksiyon gözlenebilir.
Balık Ve Kabuklu Deniz Ürünleri
Bu gıdalara karşı alerjik reaksiyona genellikle çocukluk ve adölesan dönemde rastlanmaktadır. Yemekle, solumayla ve temasla alerji gelişebilir, yaşam boyu alerji devam etmektedir. Balıkta bulunan kalsiyum bağlayıcı bir protein olan parva albümini ile majör antijendir. Genellikle, besin veya buhar yoluyla alınan küçük miktarlar ciddi reaksiyonlara neden olabilmektedir.
Baklagiller
Kuru baklagiller alerjen özelliği aktif olan yiyeceklerdir. Özellikle bezelye, fasulye ve yerfıstığı ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bireylerin birden fazla baklagile duyarlı olması nadir görülür.
Et Ürünleri
Sütün ve yumurtanın çapraz antijenik özelliğinden dolayı tavuk ve sığır etine karşı besin alerjisi de genelde bebeklik çağında görülür. Kuzu eti daha az alerjendir.
Sebzeler
Sap kerevizi, soğan, kabak, domates, patates, patlıcan ve havuç tüketimi çocuk ve yetişkinlerde alerjiye neden olabilir. Oral alerji sendromu ve sistemik reaksiyonlar gelişebilir. Domates alerjisi ile lateks alerjisi ve polen duyarlılığı oluşabilir.
Meyveler
Özellikle çocuklarda elma, armut, çilek, kavun-karpuz ve sert çekirdekli meyveler (kiraz, vişne, kayısı, şeftali) alerjiye neden olurlar. Klinik belirtileri daha çok çiğ meyvelerin yenmesiyle ortaya çıkar. Muz, kavun ve kivi ile çapraz reaksiyona girebilirler. Oral alerji en sık görülen semptomdur.
Besin Alerjilerinde Tanı
Hastanın şikayetlerine özgü fizik inceleme, deri prick testi, alerjen-spesifik IgE antikor testi (RAST), bazofil histamin testi, bağırsak mukozasının biyopsisi ve besin uyarı testleri gibi testler ile tanı konulabilir.
Besin Alerjilerinde Tıbbi Beslenme Tedavisi
Tıbbi beslenme tedavisi, besin alerjileri ve besin intoleransında teşhis ve tedavinin en önemli öğelerinden biridir. Besin alerjisinde tedavinin temeli etken besinin tüketilmemesidir. Ebeveynler çocukların duyarlı oldukları besin ve besin bileşenlerine dikkat etmeli, özellikle eser miktarlarda bile alındığında tehlikeli olabilen yer fıstığına dikkat edilmelidir. Besin etiketleri dikkatli incelenmeli, örneğin yerfıstığı yağı kullanılan ürünlerde tüketilmemelidir (soslar vb.). Ayrıca farklı besinler için aynı mutfak gereçlerinin kullanımının da bulaşa yol açabileceği unutulmamalıdır.
Bu konuda destek almak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Besin Alerjilerinden Korunma
Besin alerjilerinden korunmak için en az 6 ay süreyle sadece anne sütü ile beslenme önerilmektedir ve erken ek besine geçiş önlenmelidir. Yapılan birçok çalışmada anne sütüyle beslenen çocukların beslenmeyenlere göre alerjik hastalık geçirme riskinin daha düşük olduğu belirtilmiştir. Riskli bebeklerin annelerine fındık, fıstık, ceviz ve badem gibi alerjen besinleri tüketmekten kaçınmaları ve gerek görülmesi halinde yumurta, inek sütü ve balık gibi besinleri de diyetlerinden çıkarmaları önerilmektedir. Yine yüksek risk altında olduğu belirlenen bebeklere bir yaşına kadar süt ve süt ürünlerinin, iki yaşına kadar yumurtanın, üç yaşına kadar da balık, fıstık ve fındık gibi yağlı tohum tüketimine izin verilmemelidir. Her ne kadar henüz net kanıtlar olmasa da, alerji gelişen bir bebek eğer sadece anne sütü alıyorsa; anne besin emiliminasyonuna tabi tutulabilir. Annenin diyetine uyumunda sorun varsa veya alerjen ortadan kaldırılamıyorsa; bu durumda özel mamaların kullanılması önerilir. Atopik annelerin bebeklerinde gebelik ve emziklilik dönemleri boyunca besin alerjisi görülme sıklığı azaltmak için hipoalerjenik diyet önerilmektedir.